Yapboz gibi bir sanat: Türk kündekâri sanatı
Yıldıza benzer oyma desenler ve sedef kakmalarla süsleniyor: Kündekâri sanatıyla yapılmış bir kapıdan geçmek büyüleyici bir deneyim. Bu deneyimi bize yaşattığı için 12. yüzyılda ortaya çıkan geleneksel Türk ahşap işleme tekniği kündekâri sanatının ustası kündekâra teşekkür etmeliyiz.
Gerçek kündekâri bu şaşırtıcı bir şekilde detaylı geometrik tasarımların ve geniş yapıların, yontulmuş ahşap parçalarının herhangi bir tutkal veya çivi kullanmadan birbirine geçirilerek yapılması demektir.
Kündekârinin malzemeye duyduğu saygı, yarattığı kalıcı yapılar ve gerektirdiği yoğun emek süslediği binanın önemini vurguluyor. Kündekâri yüzyıllarca dayanması için yapılan bir sanat.
Tipik Selçuklu desenleri yalnızca kündekâri ahşap işçiliğine mahsus değildir, renkli fayanslar ve oyulmuş taşlar gibi diğer dekoratif sanat türlerinde de kullanılır.
Ancak kündekâri yalnızca dekoratif amaçlı değildir. Birbirinin içine geçme yönteminin yapısal avantajı ahşabın neme ve sıcaklığa doğal bir tepki vermesini sağlamasıdır. Tutkal veya çiviler olmadan genişleyebilir veya küçülebilir, böylece tahta zamanla eğilmez veya çatlamaz. Her parça birbirine geçtikten sonra eklenen son panel tüm yapıyı bir arada tutar.
İsmet Terzi Türkiye'deki birkaç kündekâri ustasından biridir. Gençliğinde elektrik mühendisliği okudu, hayali olmasına rağmen bu mesleği hiç yapmadı. Mühendis olmak yerine babasının izinden gidip kerestecilik ve ardından marangozluk yaptı.
Bir arkadaşı yaptığı bir kündekâri işinde ondan yardım isteyince kündekâri tekniğine kendini kaptırdı ve bu sanata aşık oldu. Bu işi okulunda değil alaylı olarak öğrendi. "Bu gelenek kesintiye uğradı, bize aktarılmadı" diyor. 25 yıldır bu işi yapan ve iyi bilinen kündekâri ustalarından biri olan İsmet Terzi, bu geleneğin kaybolmaması için uğraşıyor ve oğlu Mehmet'e kündekâriyi miras bırakmak istiyor.
Kündekâri zaman alan ve çok dikkatli yapılması gereken bir iş. El işçiliği gerektirdiğinden yalnızca bir kapının bitmesi bile 3 ay sürebilir. Dikkatli bir planlama ve fazlaca fiziksel emeğin kombinasyonu olan bu sanat, keskiler ve el testereleri gibi geleneksel el aletlerinin yanı sıra günümüzde çeşitli makineler ve elektrikli el aletlerini de içeriyor.
Terzi, makinelerinin iyi kalitede ve dayanıklı olmasını önemsiyor. Makinelerinden biri 25 yıllık, ancak ona rahatlık sağladığını söyleyerek bu makineden vazgeçmiyor. İşin büyük bir bölümünü makineler yaptığı zaman rahatlık ve güvenilirlik çok önemli.
Atölyesinde kündekârinin örgüsünü dolduran merkezi panelleri kesmek için Bosch dekupaj testere kullanılıyor. Daire testereler de bu süreçte önemli bir rol oynuyor. Parçaların birbirine geçmesi için kesimlerin çok iyi hizalanması gerekiyor. Herhangi bir geleneksel yöntemdense sabit bir daire testere bu hizalamayı daha kolay hale getiriyor.
Uzun süren bir proje üzerinde çalışırken süreçleri hızlandırmak çok önemli. Ancak Terzi, ahşabı daha çabuk ve daha tutarlı bir kalitede hazırlayabilmesi için marangoz rendeleri, kağıt zımparaların yanında Bosch'tan planya ve zımpara makinesi gibi elektrikli el aletleri de kullanıyor.
Geleneksel dekoratif desenleri ahşaba kakma yaparken Terzi'nin atölyesinde elektrikli frezeler ve motorla çalışan elle kullanılan freze takımları kullanılıyor.
Kündekârinin geleceği konusuna gelince İsmet Terzi, mimarların bu sanatı evlere uygulamak için yeni yöntemler bulmaları gerektiğini söylüyor çünkü her el sanatı gibi kündekâri de modern endüstrilerin artan baskısı altında.
Bundan sonra bu çok eski el sanatını canlı tutma ve 21. yüzyılın gerektirdiklerine göre modern hale getirme konusunda iş, Terzi'nin eğitimli restoratör ve dekoratör olan oğlu Mehmet'e düşüyor.